
HASAN ÖZTOPRAK
Şiir Üzerine Açıklamalar
I.
Şiir bence, insanın bir tür kendini açığa vuruşudur; ama bir dünya görüşü olarak, hayatı kavrayış olarak açığa vuruş. İnsanın içerdeki gezintisi, kendini arama ve keşfetme etiği. Şair içine doğduğu dünyaya ait kültürel alışkanlıkları terkedip, kendi doğasının derinliğini ve mahremiyetini keşfe çıkmış kişidir. Şair, yazı (şiir) yoluyla mahremiyetini keşfettiği sürece açıklar, mahremiyetini dışa vurur.
II.
Bunu da sözcükler aracılığı ile; bazen duyguları, duygulanımları bazen toplumsalı bazen de doğayı kullanarak yapar. O, dışarıdan edindiği deneyimi, toplum ya da doğadan aldığı esini bir araç olarak kullanır. Toplumsal bir meseleyi dile getirirken de, doğal bir atmosferi betimlerken de aslında kendinden bahseder. Onun yaptığı tek şey, kendini açıklamaktır.
III.
Bazıları şairliği bir meslek olarak görüyor, bazıları da yazarlıkla karıştırıyor. Bunlar kesinlikle yanlıştır. Bir benzetme yapmak gerekirse, şairlik, peygamberlik gibidir. Şair, kendi içindeki tanrının sesini dinler. Onu anladığında şiir yoluyla insanlara iletir. Çoğunlukla anlamaz, anladığını sanır: Şairlik bir ruh hâlidir, aşkın bir ruh hâli.
IV.
Şair olanın sözü özdür. Şair lafı dolandırmaz. Metafor ve retorik şiire özgü değildir. Şiir bir imaj değildir. Tanrı sözüne yakın bir sözdür o. İnsanın taa içinden gelir. Yalan ya da gerçek değildir. Onu kavramlaştıramazsınız. Şiiri biçimsel özellikleri ile iyi ya da kötü diye tanınmlayabilir, onu tarif edebilirsiniz ama bu bir şey demek değildir. Bir şiiri anlamak için onun içlerine, derinlemesine bir yolculuk yapmak gerekir. Orada şairini görürseniz şiir sizindir. Şair kendini kolayca açığa vurmak ister. Onu anlamıyorsanız bu sizden kaynaklanan bir sorundur. Onu kolayca anladığınızı sanıyorsanız, yine yanılıyorsunuzdur. Her şair kelimelerin arasında gizleneceği bir oda yapar.
V.
Son olarak:
Şair ve şiir doğaya aittir, kültüre değil.
Şiir bilincin değil, bilinçaltının ürünüdür.
Şair çocuktur, yetişkin değil.
Şiir yazılmaz, söylenir.
VI.
Dahası var...