top of page

Şiir insanlığın umudu olabilir mi?

 

 

 

Kapitalizmin global krizi, apaçık, insanlığı başta emekçiler olmak üzere çeşitli biçimlerde etkiliyor ve tehdit ediyor. Global kriz ekonomik olarak bütün dünyada bir daralma yaratmış ve bunun sonucu olarak, zaten var olan global bir işsizliği daha da derinleştirmiştir. Ekonomik krizin bugün görünen sonuçlarından da öte insanlığın geleceğine ipotek koyma gibi bir tehdit oluşturduğunu da söylemek kehanet olmayacaktır. Sosyal politikalardaki gerileme, çevre sorunlarının çözümündeki duraklama, nüfus hareketlerinin olumsuz etkilenmesi, gıda problemlerinin had safhaya çıkması gibi bir dizi evrensel sorun insanlığın ve uygarlığın kaderine etki yapabilecek düzeydedir. Kapitalizm girdiği krizle sadece kendi geleceğini değil, insanlığın geleceğini kuşku altında bırakıyor.

Ama bu hep oluyor, kapitalizm bir sistem olarak uygarlık sahnesinde yer aldığından bu yana sistematik bir şekilde krize giriyor. Her büyük kriz de peşinden büyük felaketler getiriyor. İkinci Dünya Savaşı böylesi büyük bir kirizin peşinden, onun bir sonucu olarak başlamadı mı?

Burjuva iktisat teorisyenlerinin 1900’lü yılların üçüncü çeyreğinde ürettiği “neoliberalizm”in kapitalizmin bu kronikleşmiş sorununa çare olacağı varsayılıyordu. Neydi neoliberalizmin savları: Özetle, tamamıyla serbest, devletin müdahale etmediği bir piyasa ekonomisi ve devletin ekonominin alanlarından tamamıyla çekilip, asli görevlerine geri dönmesi. 

Bu bir kandırmacadır, kapitalist devletten bağımsız bir kapitalizm var olmayacağı gibi, bugün krize düşen büyük sermayenin, özellikle de finans kapitalin kurtarıcı olarak devlete avuç açması bunu ortaya koymuştur.

Kısaca, devlet ve kapitalizm birdir, kriz bir avuç tekelin, sanayici ve finans kapitalin değil kapitalist sistemin krizidir.

Peki, insanlık her zaman olduğu gibi bu krizin faturasını ödemek zorunda mı? Hayır. Peki nasıl? İşte bunun yanıtı bence henüz verilemedi. Kuşkusuz dün Sosyalist Sistem henüz çökmeden önce insanlığın ve uygarlığın geleceğini sosyalizmde gören birçok insan, toplumsal çevre ve sınıf bugün artık bu umudunu yitirmiş durumda. Bunda da pek haksız sayılmazlar. Reel sosyalizmin devletci ekonomisi, otoriter yapısı ve bireyi baskı altında tutan uygulamaları uygarlığın gelişimine ne yazık ki katkı yapmamıştır.

 

Artık başlığımızdaki ironik soruya gelebiliriz.

Şimdi insanlığın yeni bir umuda ihtiyacı var, bir ütopyadan daha çok reel bir umuda.

Sanatçılar bunu sağlıyabilir mi? Ya şairler?

Sanatın, dahası şiirin her şeyin üstesinden gelebileceğini savunan safdillerin olduğunu biliyorum. Onlar şiirin uhreviyeti, kutsallığı üzerine konuşadursunlar, şiir henüz insanın hiçbir acısına çare olamadığı gibi, acıları içselleştirmemize de yardımcı olur. Böylece insanı sadece depresyona sokar. Şair bu halini severse iyi şair olur. Buradan çıkar da kötülüklere çözüm aramaya başlar, bir de bunu şiiriyle yapmaya kalkarsa kötü şair olmaktan kurtulamaz.

Hakiki şiir bildiğiniz her şeyden başkadır, o tarihler üstü, sınıflar üstü, sistemler üstüdür. Ekonomik krizin ne sebebidir ne de sonucudur, çözümü olması da mümkün değildir. Ne krizin içindedir ne de dışında, her zaman her yerde araftadır. Onun bu haline her şeye muhalif hali denir. Krizi yaratana muhaliftir, ilerde çözene de muhalif olacaktır.

O Pasternak’tır.

Şiir insanlığı kurtaramaz ama kurtuluşunu imler...

 

İzmir Uluslararası Şiir festivali'nde yapılan konuşma Nisan/2011

  • w-facebook
  • Google+ App Icon
  • LinkedIn App Icon
  • Twitter Clean
  • w-youtube
bottom of page